-
Metin Çınar
Tarih: 21-10-2025 13:05:00
Güncelleme: 21-10-2025 13:06:00
Mevlana, “kimse sınanmadığı günahın masumu değildir” der. Bunu Shakespeare, “insanlar yalnızca kendilerinin hissetmediği acıları çekenleri teselli edebilir” diye açıklamış.
Osmanlı’da “kasaplar sürekli hayvan kesip, et parçaladıkları için merhametleri azalabilir” diye devlet, kaybettiği insani duyguları kazanmaları için altı ayda bir kasapları izne çıkarır ve onlara çiçek ektirir, bahçıvanlıkla meşgul olmasını sağlarmış. Bu yöntem bana çalıştığı Merkez Bankasını soyan başkan yardımcısını hatırlattı. Sabah akşam günün her saatinde para basan, paralarla uğraşan, zenginliğin içinde olup, sürekli paradan konuşan birinin “züğürt” olduğunu düşünürseniz kasaplara uygulanan kuralın neden bunlara uygulanmaz(mı) (..!) sorusunu çağrıştırdı, değil mi? Aslında bunu her kamu hizmetinde bulunanlara uygulasak mı, diye de düşünüyorum(..!) Bu arkadaş “128 milyar dolarları arka kapıdan ucuz fiyatlı satacak, ayda üç kuruşa talim edeceksiniz” diye düşünmüş olabilir mi? Cevap evetse başta siyasiler olmak üzere yapılmış tüm yolsuzluklar için adil ve özgür bir yargı yok ise “yandı keten helva” demekten başka çare olmadığını bilmenizi isterim. Çünkü devlet yönetimine kolay kolay zenginler talip olmuyor! Şunu da hiçbir zaman unutmamamız gerekir. İnsanlık, ” insanı insan yapan değerleri” içerir. Özgürlük, eşitlik, kardeşlik, adalet, sevgi, saygı, hoşgörü, dostluk ve dayanışma insana özgü ve bütün insanlar için ortak sayılabilecek üstün değerlerdir. İnsanın tavır ve davranışlarında kendini gösteren bu güzel ve doğru nitelikler herkes tarafından kabul görür. Yanlışlar ve doğruların genele şamil “halk yöneticilerinin dini üzere” olduğu savını da unutmamak gerekir.
İKTİDARI KAYBETME RİSKİNE ÖNLEM
Bir ülkede iktidarı ele geçiren bir ailenin (ele geçirme yöntemi önemli değil) ya da siyasal veya dini grubun, o ülkenin kaynaklarını sistemli olarak “soyması” demektir ve kısaca “hırsızlar rejimi” anlamına gelir. Yunanca hırsız veya çalarım anlamına gelen “kleptes” ve hükmetmek, güç, yönetim anlamına gelen “kratos” kelimelerinin birleşmesinden oluşur. Kısaca halk diliyle “Hırsızlar rejimi” de diyebiliriz. Aynı zamanda “thievokrasi” olarak da anılır. Demokrasinin bütün kurumlarıyla kendilerine ve ortaklarına yönlendirerek gizlice zenginleşirler. Bununla birlikte “kleptokratlar” genellikle çaldıklarının büyük kısmını, iktidarını kaybetme ihtimaline karşın, yurtdışı bankalarda muhafaza ederler.
Eğer ki bir ülkede iktidarı ele geçiren bir aile ya da siyasal veya dini bir grup o ülkenin kaynaklarını sistematik bir şekilde çalıyorsa, o ülkenin “kleptokrasiyle” yönetildiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Yağmacı devletler (kleptkrasi), kalkınmacı devletlerin aksine, kamusal çıkarları önde tutan Weberci tipteki bürokratlar tarafından değil, kendi çıkarları için çalışan kadrolar tarafından yönetilmektedir. Kavramsal olarak “yağmacı devlet” ya da “yağmacı yönetim” biçimi, “kalkınmacı”, “hesap verebilir” ve “duyarlı yönetim” biçimlerinin zıddı olarak düşünülebilir. Yağmacı devlette yer alan kamu bürokratları yetkinlik ve profesyonellikten yoksundurlar. Yağmacı devletlerde, parti, devlet ve bürokrasi bir potada eriyerek “parti devleti”ni oluşturur.
TÜRKİYE’NİN YOLSUZLUK KARNESİ
Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün (Transparency International) yayımladığı “2024 Yılı Yolsuzluk Algı Endeksi” sonuçlarına göre, Türkiye 34 puan alarak 107. sırada yer aldı. Türkiye’nin puanı geçen yıla kıyasla değişmezken sıralamadaki yükselme diğer ülkelerin puanlarındaki değişimden kaynaklandı. Ülke sıralamaları bütün ülkelerin puanlarına bağlı olarak değişmekle birlikte, esasen ilgili ülkenin aldığı puan, bir ülkede kamuda yolsuzluk algısındaki gerçek durumu yansıtmaktadır. Türkiye’nin yolsuzlukla mücadelede daha etkili reformlar yaparak puanını yükseltmesi büyük önem taşımaktadır. Yolsuzluk, dünya genelinde otokrasilerin güçlenmesine, bazı aktörlerin yasadışı zenginleşmesine ve demokrasinin zayıflamasına yol açmaktadır.
2025 karnemizin 2024’e dua okutacağından emin olun. Yıl içindeki belediye operasyonlarıyla dünya ülkemizin isim imajını hiç de pozitif yönlü algılamamaktadır. Belediyelere yapılan yolsuzluk operasyonlarında siyasilerin yanında bürokratları da başkanın ait olduğu parti ismiyle anılmakta. Oysa Merkez Bankası Eski başkan yardımcısının yolsuzluğunda o göreve atayan siyasinin bağlı olduğu parti ismiyle suçlanmamaktadır.
MESLEK SIRRI
Yargıç, hırsıza sorar? Söyle bakalım, soyduğun bankaya nasıl girdin? Hırsız biraz düşündükten sonra soruyu şöyle cevaplar: Efendim, biz buraya yargılanmaya mı, yoksa “meslek sırrı” vermeye mi geldik?
- EŞEKTEN’DE BAŞKAN OLUR
- ÖLÜNÜN BİLE RÜŞVET ALDIĞI ÜLKE
- İTİRAF EDİYORUM: ATTAN DÜŞTÜM!
- HER İSTEDİĞİNİ VEREN ADAM
- İŞİMİZ ALLAH’A MI KALDI?
- EŞEĞİN HATIRI OLDUĞU ÜLKE
- DİKTATÖRLER NİÇİN YALAN SÖYLER ?
- BIKTIRDINIZ!
- PKK YENİLGİYE UĞRADIĞI BİR DÖNEMDE ÖNEMSENDİ
- İYİ YÖNETİLEMEYEN TÜRKİYE
- İSRAİL’İN AŞKLARI VE ÇÖPÇATANLARI
- TERÖRSÜZ TÜRKİYE, ROJAVASIZ SURİYE