içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

DENGE VE DENETLEME

DENGE VE DENETLEME

Son zamanlarda “denge ve denetleme” kelimelerini sıklıkla duymaktasınız. Denge ve denetleme, Demokrasiyle yönetilen sistemlerin temelini oluşturmaktadır. İdeal demokrasilerin olmazsa olmazlarındandır.

“İnsanlık tarihi çağlar boyunca pek çok savaş ve çatışmaya sahne oldu. Geldiğimiz noktada edinilen tecrübelerin ortaya koyduğu gerçek ise değişmedi. Sınırsız, yani kontrol edilmeyen güç, kimin elinde olursa olsun, yozlaşır ve kötüye kullanılır. O zaman, öyle bir sistem olmalı ki, bir gücün orantısızca büyümesinin, böylece diğerinin üzerinde üstünlük kurmasının önüne geçilsin; azınlık, çoğunluğun karşısında korunsun, toplumsal cinsiyet eşitliği gözetilsin. Toplum şeffaflığa kavuşsun, bilgiye sahip olmak yönetime katılımı artırsın, hukuk daha iyi işlesin, herkes haklarının güvencede olduğunu bilerek yaşasın.” Diyerek yola çıkılan ve Denge ve Denetleme Ağı içerisinde örgütlenerek gücün tek bir yerde toplanmasını, böylece kötüye kullanmasını engellemek amacıyla hareket eden bir çalışma esaslı sistem oluşturulmuştur.

 BİR SİSTEMDİR

“Devletin çok büyük olan gücü, kuvvetler ayrılığına göre dağıtılır; yasama, yürütme ve yargı organları arasında bölüştürülür. Organlar, bu ayrılık sayesinde birbirlerini denetleyerek iş yapar; böylece her biri, diğerinin anayasada yazan sınırlar içinde kalmasını sağlar; öte yandan, birbirlerini dengelerler. Bu arada yerel yönetimler de kaynak ve sorumluluklar bakımından güçlendirilmiştir.

Bu sayede, merkezi yönetimin gücünü dengeleyen ve denetleyen bir rol üstlenirler. Öte yandan, medya, sivil toplum ve vatandaşlar sistemin içinde rol üstlenmedikleri sürece, denge denetleme sisteminin işlerlik kazanacağı düşünülemez. Medya hükümeti, siyasi partileri ya da kamu kurumlarını biz vatandaşlar adına denetler; kamu kaynağı ve gücünün bizlerin yararına kullanıp kullanmadığını ölçebilmemizi sağlar. Güçlü ve etkin bir sivil toplum, örgütlenme özgürlüğünü teşvik eder; yöneticilerin aldığı kararlarda vatandaşı söz sahibi yapabilmek için politika yapım süreçlerine katılır.”

 

BİR KÜLTÜRDÜR

Tıpkı trafik gibi bir sistemdir; kuralları, aktörleri ve yaptırımları bulunur. Yasama, yürütme ve yargının yanı sıra, medya, sivil toplum ve vatandaşların her birinin farklı görev ve işlevi vardır. Her bir güç, bu işlevleri yerine getirmek için yetki açısından birbirinden bağımsız, aynı zamanda her biri bir diğerine karşı sorumluluk sahibidir. Hiç biri bir diğerinden daha önemli ya da önemsiz değildir. Tüm bu sistem, biz vatandaşların özgürlük, eşitlik, adalet, istikrar ve refah dolu bir yaşamı barış içerisinde bir arada sürdürebilmesi için kurulur.

Trafikte tüm kurallar bellidir, uyulmadığında başımıza gelmesi olası zararlar da bellidir. Ancak yine de herkes trafik kurallarına uymaz ve hatta bu durum insanı bazen çileden çıkarır. Trafik sistemi ve kuralları varsa, trafik kültürü de vardır ve bu kültür pek çok farklı davranış biçiminden oluşur. Denge ve denetleme de böyledir; sistem bellidir ama onun nasıl işleyeceğine kurallardan çok, davranış biçimleri, yani kültür yön verir. Üstelik bu davranış biçimleri ne yalnızca yönetenlere ne de yalnızca yönetilenlere özgüdür; her iki grup için de aynı önemde geçerlidir.

ANLAMA ÖZÜRLÜLER

Dursun bir gün doktora gider ve şikayetini anlatır.” Doktor bey; hanım iyice sağırlaştı, artık yanındayken bile beni zor duyuyor. Ne yapmam gerekiyor?

Doktor;” bak Dursun, diyeceklerimi harfiyen yapacaksın. Eve gideceksin, eşine çok uzaktan bir şey söyleyeceksin. Eğer duymazsa beş adım daha yaklaş, yine duymazsa beşer adım daha yaklaşarak sormaya devam et. Sonra bana gel bana neler olduğunu anlat, ona göre hastalığına bir çözüm buluruz.”

Dursun eve gelir,  kapıdan hanımına “hanım yemekte ne var?”diye bağırır. Cevap alamaz, beş adım yaklaşarak yine bağırır, yine cevap alamaz. Dursun sürekli aynı soruyu bağırarak sorar ve her seferinde cevap yok. Hanımının yanına iyice yaklaşır ve “hanım kaç seferdir soruyorum, yemekte ne var?” Hanım sinirli bir vaziyette; Dursun beşinci kez soruyorsun ve ben de beşinci kez söylüyorum, yemekte ızgara köfte var.

Bu yazı 3524 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI